Ulusal Enerji Eylem Planı’na göre, 2030 yılında Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesi 2,5 kat daha büyüyecek potansiyele sahip. Bu durumu dikkate alan şirketler yenilenebilir enerji yatırımlarına yöneldi.
Temiz enerji teknolojisine 6 milyar dolarlık yatırım
Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Kıvanç Zaimler, şirket olarak verimlilik, e-mobilite ve dağıtım üretim olmak üzere şebekedeki dönüşüme odaklandıklarını ve küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefine uygun yol planını hazırladıklarını söyledi.
Zaimler, “Böylece, önümüzdeki 5 senelik dönemde, 2028’e kadar, Türkiye’de enerji ve iklim teknolojileri alanında yapacağımız yatırımlar 6 milyar dolar seviyesinin üzerinde olacak. Bu yatırımların içindeki en önemli kalemlerden birisi yapacağımız yenilenebilir enerji santralleri ki bunların önemli bölümünü rüzgar, sonra güneş oluşturuyor.
Elektrik dağıtım şebekeleri, dağıtık üretim, verimlilik, elektrikli araç şarj istasyonlarının genişlemesi ve hidrojen gibi yeni teknolojiler için yapacağımız yatırımlar da bu kapsamda. Sabancı Topluluğu genelinde de yatırımları iki misline çıkarmak ve bu yatırımların dörtte üçünden daha fazlasını bu yeni ekonomiye yapmak var” diye konuştu.
“Şebeke modeli dönüşüme uygun olmalı”
Temiz enerji dönüşümünün elektrik şebekesi yatırımlarında da artış ve dönüşüm gerektirdiğine dikkati çeken Zaimler, “Önümüzde 2026’da başlayacak bir uygulama dönemi var. Şebekeyle ilgili konuların değişeceği bir dönem. Türkiye’nin şebeke modelinin de enerji dönüşümüne uygun hale getirilmesi lazım” dedi.
Zaimler, bugüne kadar kaynakların büyük çoğunluğunun acil öncelikli yatırımlara harcandığını ancak bugün gelinen noktada Türkiye’nin büyümesine paralel olarak acil yatırımları yaparken şebekeyi modernleştiren enerji dönüşüm bileşenlerinin de düşünülmesi gerektiğini vurguladı. Zaimler, enerji dönüşümü, mobilite ve yapı sektöründeki faaliyetlerini yoğunlaştıracaklarını, inovasyon, verimlilik ve veri kullanımlarını tüm bu yatırımlarda gözeteceklerini dile getirdi.
Yenilenebilir enerji üretimi için ortaklık kararı aldılar
Enerjisa Üretim Santralleri AŞ (Enerjisa Üretim) Microsoft ile Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) bölgesine yönelik yenilenebilir enerji üretimine ilişkin inovasyon ve sürdürülebilirliği teşvik etmek amacıyla anlaşma imzaladı.
Enerjisa Üretim’den yapılan açıklamada, imzalanan anlaşma kapsamında, Yapay Zeka, GenAI, Copilot, Microsoft Sustainability Manager, Dynamics Assets Management, Managed IT ve OT Security gibi ileri teknolojilerin potansiyelinden yararlanmak için işbirliği gerçekleştireceği belirtildi. Açıklamada, anlaşmanın Enerjisa Üretim bünyesindeki Hollanda merkezli dijital odaklı Senkron Energy Digital Services’in dijital ürün ve hizmetlerinin pazara sunulmasını da kapsadığı kaydedildi.
Dijital dönüşüm hızlanacak
Açıklamada, işbirliğinin yenilenebilir enerji üretiminde verimliliği artırmak ve sektörün gelişimine katkı sağlamak amacıyla yeni bir Generative AI tabanlı ‘OnePact AI’ uygulamasının enerji sektöründe yaygınlaştırılmasını da içereceğine dikkati çekildi.
Enerjisa Üretim Üst Yöneticisi (CEO) İhsan Erbil Bayçöl, “’ Enerji yönetimi, talep ve üretim tahmini, anomali tespiti ve bakım gibi konularda GenAI destekli çözümler, sektörün karşılaştığı zorlukların aşılmasında yenilikçi bir rol oynayacak. Bu uygulama ve teknolojiler, sektördeki dijital dönüşümü hızlandıracak ve tüm paydaşlar için yeni işbirliklerinin ve fırsatların kapısını açacaktır” dedi.
10 binlerce MW’lik pil fabrikasına ihtiyaç var
Zorlu Enerji CEO’su Sinan Ak yenilenebilir enerji depolarının yapılması buna paralel olarak da on binlerce megavat pil fabrikalarının kurulması gerektiğini söyledi. Ak, Çin ve Avrupa’da olduğu gibi yenilenebilir enerji depolarına ve pil sistemlerine yatırım yaptığı taktirde Türkiye’nin dünya standartlarında başarı yakalayabileceğini söyledi.
Ak, “Çin ve Avrupa’da yapılan yatırımların amacı cari açığı azaltmak. Ülkemizin bu yolda yürüyüp başarılı olabilmesi için mutlaka yenilenebilir enerji depolarının yapılması buna paralel olarak da on binlerce megavat pil fabrikalarının kurulması gerekiyor” dedi. Ülkemizde üretilen araçlara enerji depolamak için doğal kaynakların kullanılmasına dikkat çeken Ak, “Ülkemizde nikel, kobalt, lityum, bakır var.
Biz bu madenleri çıkarıyoruz gemilere yükleyip yurtdışında başka ülkelerde rafine ettikten sonra pil yapıp bize göndermelerini bekliyoruz. Enerji bağımsızlığımızı elde edebilmemiz için maden sektörüne mutlaka teşviklerin verilmesi gerekiyor. Madenleri ülkemizde rafine edip metale dönüşmesi ve fabrikalarda hammaddeye sonrasında pile ve araca sanayi tipi enerjiye dönüşmesi gerekiyor.” dedi.
Ak, bu yatırımlara yöneldiğinizde dünya bankalarından Avrupa bankalarından finansman bulunabileceğinin altını çizdi. Sektörde bir değişim rüzgârı olduğunu ifade eden Ak, “Bu değişim üç sacayağından oluşuyor. Bunlardan ilki yenilenebilir enerji yatırımlarının hızlanması gerekiyor. Hedeflere ulaşmak istiyorsak son 10 yılda yaptığımız yatırımın önümüzdeki yıl 1,5 katını yapmamız gerekiyor” dedi.
Elektrikli araçlara geçişin ikinci ayak olduğuna vurgu yapan Ak, “Petrolle çalışan araçlardan elektrikle çalışan araç sistemine geçtiğinizde tüm dağıtımın ve üretim sisteminin değişmesi lazım. Elektrikli araçlara ÖTV anlamında da ciddi bir destek var” şeklinde konuştu.
“Hibrit santral ve RES’te yatırımları hızlandıracağız”
Gama Enerji Genel Müdür Tamer Çalışır, yeni yatırımları iç kaynakları verimli kullanılarak yapmaya çalıştıklarını söyledi Yeni yatırımları hızlandırmayı planladıklarını vurgulayan Çalışır , “2021yılından bu yana geri ödemelerimiz beklediğimizden daha iyi gerçekleşiyor. Yenilenebilir enerjiyle birlikte yeni yatırımlarımızda hibrit santral, rüzgâr santralinde kapasite artışı ve Ürdün deki su taşıma projesinde kapasite artışıyla beraber yeni yatırımları hızlandırmayı planlıyoruz” ifadelerini kullandı.
Enerji sektörünün sorunlarına da değinen Çalışır, son kullanıcı için fiyatların en uygun seviyede kalması ve enerji fiyatlarındaki artışın belli noktalarda yansıtılmaması gerektiğini söyledi. Çalışır, “diğer tarafta maliyet bazlı üretim ve tüketime geçilip ödeme gücü olan kaynakların gerçek maliyetlerle hem üretmesi hem tüketmesi sağlanması planlanıyor. Buna geçiş yapıldıktan sonra piyasada rahatlama sağlanacaktır. Ancak bununla beraber verimliliğin arttırılması en önemli unsur olacak” dedi.
“En büyük engel finansman bulmak”
Yatırımın önündeki en büyük engelin finansman bulmada yaşandığını söyleyen Çalışır, “Finansman tüm dünyada pahalanmış bir enstrüman. Buna kolay erişim sağlanması çok önemli. Yatırımın geri dönüş sürelerinin de eskisi gibi hızlı beklememek ve uzun döneme yaymak gerekiyor. Bu da gelirin net olarak ortaya konması ve finansman sağlanabilir bir yapıya geçilmesi anlamına geliyor. Prosedür olarak kolaylaştırıcı kararların alınması ve buna göre ilerlemek gerekiyor. Gerçek yatırımcının bulunarak uygun ortam sağlanırsa özellikle de dış yatırımcının gelmesi bizler için çok önemli bir unsur olacaktır” ifadelerini kullandı.