Bayburt’ta geçmişi unutturmamak için baba ocağını müzeye dönüştürdü
Çocuk yaşlarda Ankara’ya ailesiyle taşınan, sadece yaz aylarında köyüne gelen Aktaş, baba evinin bir odasını eski mutfak eşyalarına, tarım aletlerine ve nostaljik eşyalara ayırdı.
Aktaş, gençlere tarihi bir miras bırakmak amacıyla özellikle geçmiş yıllarda çiftçilik ve tarım alanlarında kullanılan aletler başta olmak üzere birçok eski ve geçmiş döneme ait eşyayı etraftan topladığını, topladığı eşyaları da evinde gelenlerin görmesini sağladığını belirterek, “Çocuklarımızın, gençlerimizin geçmişte kullanılan eşyaları öğrenmeleri için böyle bir şey yaptım” dedi.
Evinde bulunan eşyalara bakarken memleket hasretinin bir nebze de olsa dindiğini söyleyen Aktaş, temizliğe özen verdiğini, eşyaların her gün tozunu aldığını vurguladı. Köy sakinlerinin yanı sıra farklı köylerden de vatandaşların evdeki eşyaları görmeye geldiğini ifade eden Aktaş, eşyaları görmek isteyenlerin evini ziyarete gelebileceklerini, kapılarının herkese açık olduğunu belirtti.
“KÖYE HER GELDİĞİMDE NECMETTİN ABİNİN KONAĞINA UĞRARIM GEÇMİŞİ YÂD EDERİM”
Geçmişi yâd etmek için Aktaş’ı evinde ziyaret eden Fehim Okur isimli vatandaş, tarihi yaşattığı ve unutturmadığı için Aktaş’a teşekkür etti. Köye geldiği yaz aylarında Aktaş’ın evine uğramadan dönmediğini belirten Okur, “Necmettin abiden Allah razı olsun, eskileri yaşatmak için babadan kalma evi bu hale getirdi. Çocukluğumuzda kullandığımız, dedelerimizin, babalarımızın kullandığı malzemeleri böyle sergiliyor. Tarihi yaşattığı için kendisine ayrıca teşekkür ederim. Biz de köye her geldiğimizde buraya uğrayıp eskileri yâd ediyoruz. Necmettin abiyi gelip ziyaret ediyoruz, evdeki eşyaları inceliyoruz. Allah razı olsun, baba ocağını bu hale getirmesi ayrı bir güzellik, sağ olsun. Her gelişimde de mutlaka buraya uğruyorum, Necmettin abinin konağını geziyorum” ifadelerini kullandı.
“GEÇMİŞİMİZİ UNUTTURMAMAK, HATIRLAMAK İÇİN GENÇLERE BİR KATKIM OLSUN DİYE DÜŞÜNDÜM”
Çocukların, gençlerin geçmişini bilmeleri amacıyla köy evini nostaljik ve antika eşyalarla donattığını belirten Aktaş, “Baba ocağına böyle bir sistem kurdum. Çocuklarımızın, gençlerimizin geçmişte kullanılan eşyaları öğrenmeleri için böyle bir şey yaptım. Tarihi görmeleri için böyle bir atılımda bulundum. Arkadaşlardan, akrabalardan, köylerden, tatil yerlerinden eski eşyaları toplamaya çalışıyorum. İnsanımıza, gençlerimize geçmişimizi unutturmamak, hatırlatmak için bir katkım olsun diye düşündüm” diyerek konuştu.
EVİN EN ESKİ PARÇASI 5 ASIRLIK
Evinde yarım asırlık, bir asırlık eşyaların yanı sıra 500 yıllık eşyanın da bulunduğunu kaydeden Aktaş, 5 bin parçanın üzerinde bulunan eşyaya gözü gibi baktığını vurgulayarak, “Burada 5 binden fazla antika özelliği bulunan parça, eşya var. 50 senelik, 100 senelik parçalar var. Belki daha eski tarihli de olabilir. Benim bildiğim 500 senelik parçalar var” şeklinde konuştu.
“TEMİZLİĞİ ZOR OLUYOR”
Yazdan yaza köyüne geldiği için eşyaların bir hayli tozlandığını, temizliğin bu yüzden zor olduğunu kaydeden Aktaş, köyde bulunduğu zamanlarda temizliği titizlikte yaptığını belirtti. Çok fazla eşya olması nedeniyle temizlikte bir hayli zorlandığını ifade eden Aktaş, “Temizliği zor oluyor ama elimden geldiğince temizlik yapıyorum. Zor, zor olmayan bir şey yok. Temizliği de olabildiğince yapabiliyorum” dedi.
Aktaş, “Ziyaretinize gelenler oluyor mu?” sorusuna, “Başka köylerden gelenler oluyor, köyün içinden gelenler oluyor, gençler geliyorlar” yanıtını verdi.
Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı (İHA)