AK Parti İstanbul Milletvekili ve sanatçı Arzen, partisinin 7 Ekim Cumartesi günü yapılacak 4. Olağanüstü Büyük Kongresi’nde sahne performansı ile seslendirecekleri eseri AA muhabirine anlattı.
Türkiye ile Azerbaycan’ın ortak değerlerinden kabul edilen Abdurrahim Karakoç’un “İsmailce” şiirini AK Parti’nin cumartesi günü yapılacak 4. Olağanüstü Kongresi’nde Azerbaycan Devlet Sanatçısı Azerin ile birlikte seslendireceklerini ifade eden Arzen, kendilerine TRT 1 ekranlarında yayınlanan “Sen Türkülerini Söyle” isimli yarışmanın birincisi Esra Abay ve ikincisi Ali Açıkyol’un da eşlik edeceğini belirtti.
AK Parti İstanbul Milletvekili Arzen, “Eser, Esra Abay’ın okuyacağı (daha önce Hacı Taşan’dan dinlediğimiz) olağanüstü bir bozlakla başlıyor. Hemen ardından gencecik bir sanatçı; Ali Akyol, Ziya Paşa’nın sözleriyle Urfa Diva’nını hatırlatacak bizlere. Sonra Azerin ile birlikte İsmailce’yi okuyacağız. Efeler, horon, halay. Sahne birden kendi sesimizin, rengimizin, vatanımızın rengarenkliği ile coşacak. Elbette bütün o renkler sonunda bir renk olacak.” ifadesini kullandı.
– “Bizim gençlerimiz yapay zekaya divan edebiyatı öğretecek”
Arzen, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Popüler müzik sanatçıları haz ve hızın zaaflı, çekiciliği ile büyük kitleleri peşinden sürükleyedursun; biz, geleceğin inşasının haz çukurundan çıkmayacağını biliyoruz. Gelecek ancak gelecek hayalini kurma cesareti kuranlarındır. Gözlerini ve zihnini geleceğe dikmiş insanlar, geleceğe uzanmış insanlar. Gençler; işte onlar, ötenin, geleceğin, yarının ve ötenin de ötesinin ‘İsmail’leri. Onlar ne yaprağı incitirler ne toprağı ne bıçağı ne bayrağı. İşte bu gençlere gelecek emanet edilir. O İsmail’ler ki nefsini değil neslini düşünürler. Bizim gençlerimiz yapay zekaya divan edebiyatı öğretecek inşallah.”
– “Karakoç’un gençlere nasihat niteliğindeki eserini tartışmaya açmak isterim”
Bugün popüler anlamda sanatsal tek yargı enstrümanının maalesef yalnızca “haz” olduğunun altını çizen Arzen, “‘Nasıl bir filmdi? Bence çok keyifli. Nasıl bir romandı son okuduğun? Çok keyif aldım ya da hiç keyif almadım ve sıkılıp attım. Nasıl bir geziydi? Nasıl yemek? Nasıl bir müzik?’ Hep aynı cevap: ‘Çok keyifliydi, hiç keyif almadım.’ Başka bir yargı kriterimiz yok. Bırakmadılar. Bizi, gençliğimizi ‘tek boyutlu insan’a dönüştürüp yalnızca bir ana sıkıştırıp hapsettiler. Oysa geçmiş ve gelecek hülyaları, tasarımları ile insan yaşadığı hayatı anlamlı kılar. Ancak geleceğe yönelerek hayatımızı insan hayatı kılarız değil mi? Ancak İsmail’i olduğumuz bir hayatı tanımlayabilir, sorgulayabilir, insan hayatı kılabiliriz. Büyük Ozan Abdurrahim Karakoç’un gençlere nasihat niteliğindeki eserini bu vesileyle tartışmaya açmak isterim.” değerlendirmesinde bulundu.